Kişisel Marka Röportajları 1: Tunç Berkman

Markalaşmış isimlerle ilham veren röportajlarımızın ilk konuğu:

Türkiye’nin en başarılı CMO’ları arasında defalarca adını duyduğumuz, marka & pazarlama danışmanı ve girişimci Tunç Berkman!

Kendisine kişisel markası hakkında en çok merak edilen soruları sizin için sorduk.

• “Tunç Berkman” olarak isminizi markalaştırmış profesyonellerden birisiniz. Kişisel markanızı tanımlayan 3 kelime nedir?

Cesur, Dinamik, Uyumlu

• Kişisel markanızın sahiplendiği değerler nelerdir?

Şeffaflık, Samimiyet, Duyarlılık

• 4 yıl boyunca üst üste Türkiye’nin en başarılı CMO’ları arasında ilk 3’te yer aldınız.
Sizi rakip isimlerden ayıran, farklılaştıran en önemli özelliğinizin ne olduğunu düşünüyorsunuz?

Açıkçası kimseyi rakip gibi görmedim; bu sektördekilerin çoğu iyi arkadaşım ve aynı zamanda çok da başarılılar. Bence ufak nüanslar insanları birbirinden ayırıyor.

Burada da beni farklılaştıran faktörler: Yeni işleri denemek için ortaya koyduğum çaba, yapılmamış olanı yapmak için ekibe cesaret vermek, yaptığımız işlerde hata olduğunda da hatayı sahiplenmek ve yenilikçi şeyleri denemek konusunda sorumluluğu üstüme alıp hata yapmak konusunda da ekibi cesaretlendirmek diyebilirim.

• Kişisel marka hikayenizdeki en güçlü kırılım ya da viraj anı nedir?

Marka olmak değil de bilinirliliğime biraz katkısı olan olay esasen bakıldığında Avea’da çalıştığım dönem diyebilirim.
O dönem Avea markasının tüketiciler tarafından tercih edilmesi için bir fark yaratmaya çalışıyorduk ve ortaya “Her Yöne Tarifeler” diye bir iş çıkmıştı.
Bir de Türkiye’de bir ilk olan sanal operatör kavramı iş modelini uyarladık. Yani taraftarlara yönelik daha fazla abone kazanmak için bir sanal operatör gibi, tam sanal operatör denemez ama benzerinde, katma değer hizmet çıkarttık. Fenercell, Galatasaray ve Kartalcell gibi taraftar hatlarını devreye aldık ve bu işle birlikte ciddi abone kazanımı sağladık.
Bu iş, benim yenilikçi iş yapma konusundaki farklı yönümü ortaya çıkarttı ve sektörün dikkatini çekmesini sağladı diyebilirim.

• Başarılı olmanızı sağlayan bir numaralı yaşam rutini nedir?

Benim fark yaratmamı sağlayan konulardan biri meraklı olup yeni konular öğrenmek istemem.
Yani farklı konulara veya sektörlere girip çalışmaktan, denemekten, hata yapmaktan korkmuyorum.
Kendi YouTube kanalımda da “Tunç Berkman ile Ezberi Boz” diyoruz. Oradaki isim esas oradan geliyor; yani girdiğim herhangi bir işte ve yaptığım konuda farklılaşmak için “Daha farklı nasıl yapabilirim?” , “Ezberi nasıl bozarız?” diye düşünmek ve bu yapılmamış olanı denemek diye özetleyebilirim.

“Ne yapıyorsanız yapın; fayda yaratmak için yapın.”

• Takip ettiğiniz markalaşmış isimler kimlerdir?

Zor bir soru. (gülüyor) En azından son dönemde takip ettiğim isimler: Elon Musk, Seth Godin, Emre Alkin ve Özgür Demirtaş.

• Size cesaret ve ilham veren bir motto/quote var mıdır?

Bana ilham veren quote yani sözcükten ziyade bir bakış açısı var aslında.
O da “Her bir son esasta yeni bir başlangıçtır” lafı; çok klasik ama bence çok doğru bir laf.
Bir de başımıza gelen bir şeyin o an neden başımıza geldiğini öngöremesek veya anlamasak bile, bizi olmamız gereken bir sonraki noktaya taşımak için ortaya çıkmış bir neden olduğuna inanıyorum.

• İnsanların yoğun rekabet içerisinde olduğu 21. yüzyılda “kişisel marka” kavramı hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

Aslında insanoğlunda rekabet hep var; zaten yarışmacı bir zihniyetimiz var. Bu insandan başlıyor birey olarak ve ülkelere kadar uzanıyor. Kişisel marka kavramı için bence çaba sarf etmek anlamlı değil, yani marka olmaya çalışmak için bir çaba sarf etmek anlamlı değil. Benim hayatım boyunca kişisel bir markam olsun diye özel bir çabam olmadı.
Burada önemli olan bence insanın kendini geliştirmeye çalışması; rekabetin sağlıklısı yani. Peki rekabetin sağlıklısı ne demek? Başkalarının yaptıklarına bakarak onlardan öğrenmek ve yaptığını bir adım ileriye daha iyi nasıl taşıyabilirim diye düşünmek.

• İsmini markalaştırmak isteyenler için anahtar öneriniz ne olur?

Ben hiçbir zaman biraz önce de söylediğim gibi kendi ismimin marka olduğunu düşünmedim, hala da o gözle bakmıyorum.
Önemli olan burada sevdiğin işi yapmak; o işi yaparken cesaretli olmak ve farklı bakış açıları geliştirip sadece bir sonuç için değil fayda yaratacak şekilde yapmak. Yani bir problemi çözmek. Bu bir şirket problemi olabilir; insanların problemi olabilir; sosyal bir problem olabilir ne yapıyorsanız yapın fayda yaratmak için yapın.
Bir yandan da inandığınız doğrulara paralel olarak genel toplumun iyiliğine olacak şekilde insan yetiştirip insan kazanmak olmalı.

Çünkü ne yaparsanız yapın tek başınıza yapamazsınız; insanla yapıyorsunuz. Bu insanları yetiştirdiğiniz ve onların da başarılı olduğunu gördüğünüz zaman huzurlu ve mutlu oluyorsanız zaten farklı oluyorsunuz diye düşünüyorum.

Yani o insanlar da size olan bağlılıkları, sevgileri, takdirleriyle birlikte iş yapma motivasyonunda olduğunda, belki bu bahsettiğiniz kişisel marka olmaya önemli bir katkı sağlıyordur.

Önceki İçerikÜst Düzey Yöneticiler İçin Kişisel Markalama
Sonraki İçerikKişisel Marka Hikayeleri 5: Brendon Burchard