“Kişisel markalaşma nedir?” diye internette aradığınızda birçok tanımlama ile karşılaşırsınız. Bu tanımların birçoğu ya güncel değildir ya da kişisel bir markanın gerçekten ne olduğuyla tamamen çelişmektedir. Eğer bir kişisel marka kuracaksınız bu iki terimin güncel anlamlarına dayanarak resmi tanımlamalarının ne olduğunu anlamak ve iki terimi daha açık ve doğru olarak anlamak çok önemlidir.
Kişisel marka ve kişisel markalaşma arasında kafa karışıklığı yaşatan tanımlamaların yanı sıra kişisel markalaşma, kişisel marka yaratma hedefine ulaşma süreci ve stratejisidir diyebiliriz.
Gelelim Kişisel Marka ve Kişisel Markalaşma Arasındaki Farklara…
Kişisel markayı “Bir marka veya bir birey için bir topluluk, endüstri veya genel olarak pazardaki deneyimlerine, uzmanlığına, yetkinliklerine, eylemlerine veya başarılarına dayanarak, yaygın olarak tanınan ve büyük ölçüde düzgün görünen bir algı veya izlenim yaratmak.” Olarak tanımlayabiliriz.
Kişisel markalaşmayı ise “Bir kişiyi kendi endüstrisinde bir otorite olarak konumlandırarak güvenilirliğini artırmak, rekabetten farklılaştırarak kariyerini ilerletmek ve etkilediği çevrenin hacmini büyüterek daha büyük etkiye sahip olmak.” Olarak tanımlayabiliriz.
Özetlemek gerekirse
Kişisel marka, hedeflediğiniz pazarda insanların zihninde yer edinmektir. Kişisel markalaşma, değerinizi dünyaya iletme ve sunma çabasıdır.
Gerçek bir kişisel marka, diğer insanların sizin hakkınızda söylediklerinin etrafında gelişirken, kişisel markalaşma ise sizin kendiniz hakkında söylediklerinizin etrafında gelişir.
Genellikle herkes ilk adım olarak ilgi çekici fotoğraflar çektiğinde veya göz alıcı bir web site kurduğunda kişisel markaya sahip olduğunu düşünür. Ancak bu yüzeysel bir markalaşmadan öteye gitmeyecektir.
Doğru olan ise orijinal marka mesajlarına odaklanmak ve gerçek bir marka oluşturmak için zaman ayırmaktır. Değerlerinizden ödün vermeden ve kim olduğunuzu değiştirmeden kişisel bir marka oluşturabilmek çok önemlidir.
