Kişisel Marka Röportajları 10: Esra Baykal

Markalaşmış isimlerle ilham veren röportajlarımızın yepyeni konuğu: Esra Baykal

Profesyonel hayatta stratejik planlama direktörü olarak başarılarıyla dünyada pek çok ödüle layık görülmüştür.

2019 yılında anne profillerini keşfetmeye ve bu annelere ulaşmak isteyen markalara kılavuz niteliğinde olan “Anneleri Anlayan Marka Olmak” isimli kitabın yazarı Esra Baykal ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

“Esra Baykal” olarak isminizi markalaştırmış profesyonellerden birisiniz. Kişisel markanızı tanımlayan 3 kelime nedir?

Güven, empati, destek

Instagram bio alanınızda kendinizi “Anneleri ve çocukları anlayan stratejist” olarak tanımlamışsınız. Bize bu söylemi sahiplenen “Esra Baykal”ı kısaca anlatır mısınız? 

İstanbul Üniversitesi İtalyan Dili ve Edebiyatı mezunuyum. Marmara Üniversitesi’nde MBA yüksek lisansı yaptım. Bir stratejist olarak kariyerime, Leo Burnett’te başlamış, McCANN Erickson, Movida Plus MAP, Art Grup Türkiye, Arnavutluk, Azerbaycan ofislerinde stratejik planlama direktörü olarak devam ettim. 2010 yılında THE Reklam’da iş ortaklarım ile yakaladığım başarılar sayesinde, ciroda Türkiye’deki ilk 20 ajans arasına girdik. 

Perakendeden gıdaya, otomotivden bankacılık sektörüne kadar pek alanda stratejik iletişim danışmanlığı yaptım ve dünyada pek çok ödüle layık görüldüm. İngiltere’nin en prestijli kurumsal sosyal sorumluluk ödüllerini Green Apple’ı, CSR Europe’da Birinciliği,  Peer Awards’da yine büyük ödülü destek verdiğim ajanslar ve markalarla birlikte ülkemize kazandırdım.  

2017 yılında Türkiye’nin 2. markalı dersi olan “Game Kudra İletişim Oyunları” programını, Altınbaş Üniversitesi, Pazarlama ve Marka Yüksek Lisans Programı’na kazandırarak ve 2 yıl boyunca öğretim görevlisi olarak çalıştım.

2019 yılında Türkiye’deki farklı anne profillerini keşfetmeye ve bu annelere ulaşmak isteyen farklı sektör markalarına bir başucu kitabı niteliğinde olan “Anneleri Anlayan Marka Olmak” kitabını yazdım.

Endüstri Radyo’da her Perşembe yayınlanan “Zamana Kafa Tutanlar” programının sunucusu ve yapımcısıyım. Halen müşterilerime stratejik planlama, iletişim stratejileri, araştırma metodolojileri, kurumsal sosyal sorumluluk modelleri, dijital pazarlama stratejileri ve tüketici içgörürleri konularında eğitim, moderasyon ve danışmanlık hizmetleri vermekteyim. (esra-baykal.com)

Markanızın sahiplendiği değerler nelerdir?

Ülkenin yarısını oluşturan ve diğer yarısını yetiştiren kadınların ve onların yetiştirdiği bireylerin entelektüel ve ekonomik anlamda gelişmesini desteklemek isteyen tüm kurumlara danışmanlık yapmak üzere yola çıktım. Dolayısıyla güven oluşturmak oldukça önemli hem firmalar hem de hedef grup üzerinde, bunun yanı sıra onları anlamak, yaşamlarında var olmak gerekiyor bu da empatik olmanızı gerektiriyor. Son olarak da destek, hem kurumlara yürüyecekleri uzun yolda destek olmalısınız hem de hedef kitleye sadece satış esnasında değil, satış sonrası hizmetler ve ihtiyaç duydukları alanları belirleyip çözüm sunmak adına önemli. Ben hem işlerimde hem de kurduğum ilişkilerde bu 3 değeri sahipleniyorum. 

İçerisinde bulunduğumuz Pandemi sürecinden dolayı online etkinliklerde yer alıyorsunuz. Bu sürecin kişisel markanız üzerinde etkisi nasıl oldu?

Sosyal medya ve dijital dünya artık sanal değil gerçek. Bu yeni gerçeklik dönemi içerisinde hedef kitlem nerede ise, neye ihtiyacı varsa, onlara sunduğum çözümleri de bu mecralarda paylaşmayı doğru buldum. Eskiden sadece Linkedin gibi profesyonel kanallarda aktifken, annelere ve onların sorunlarına çözüm bulmak adına sosyal medyada daha aktif olma kararı aldım. Bu sayede hem annelere, hem çocuklara hem de firmalara sunduğum faydaları daha rahat ifade edebildim. Bu da popülerliğimi ve bana dair farkındalığı yükseltti.  

Kişisel marka gücünüzü arttırmak için nasıl bir yol haritasıyla ilerliyorsunuz?

Ben bir stratejistim, markalarıma çizdiğim yol haritalarını kendi kariyerime uyarlamaya başladım. Bizde kendi söküğünü dikememe durumu çoktur, bunu tersine çevirdim. Önce kendime bir konumlandırma yaptım, sonra hedefler belirledim, bu hedeflere ulaşmamı sağlayacak mesajları ve mesajlara uygun mecraları belirledim. İstikrarlı ileitşim şarttır deriz ya markalara, ben de aynı mantıkla çalışıyorum, sürekli üretiyorum. İçerikler, makaleler, projeler vb. Bu istikrar benim çok kısa sürede fark edilmemi ve sadece geçmiş kariyerimin değil, yeni konumlandırmamın da fark edilmesini sağladı. 

Kişisel marka hikayenizdeki en güçlü kırılım ya da viraj anı nedir?

Anne olmam… Yoğun bir ajans çalışanı olarak hayatımı sürdürürken, hayatın bana dur ve düşün dediği an anne olduğum senedir. Hem bir bireye vizyon sunacaksın hem de kariyerinden vazgeçmek istemiyorsun. O zaman hayat sana dur ve düşün diyor. Gittiğin yol planlama gerektiriyor, hatayı minimize etmen lazım, ağzından çıkan her söz etkiye sahip… O zaman tüm değerlerimi, yaşam biçimimi, bakış açımı değiştirmeye karar verdim. Aldığım bu karar benim hem daha iyi bir anne olmamı hem de kariyerimde daha odaklı ve başarılı olmamı sağladı. Oğlum Mert Egemen Güçlü’ye bunun için sürekli teşekkür ediyorum.

Binlerce ebeveynin sizi takip etmekteki bireysel motivasyonu ve sebebinin ne olduğunu düşünüyorsunuz?

Ben anneliğin 4 halini de yaşadım. Çalışan anne, çocuğu için işi bırakan anne, ev kadını anne ve bekar anne oldum. Bu 4 halin de her eksisini ve artısını şeffaf bir şekilde yansıttım. Yaptığım tüm araştırmalarını, sonuçlarını ve çözüm önerilerimi paylaşıyorum. Benim net ve şeffaf duruşum insanlara sıcak geliyor. Hem bilgi alıyorlar hem de gerçek bir insanla diyalog halindeler. Bana sorulan her soruya bizzat yanıt veriyorum bu da onları değerli hissettiriyor. Anneler pek çok konuda haklarından habersiz, gençler fırsatlar arıyor, çocuklar eğlenceli bir anne ile sohbet etmek istiyor. Benim içeriklerimde hepsi var. Brawl Stars da anlatıyorum, annelere sunulan kamu desteğini de, oğlumla oynadığım oyunları ya da 7 yaşında bir çocukla bir sırt çantası ile 21 gün Avrupa’yı nasıl dolaştığımı da… Yaşananla yansıyan arasında fark olmadığı için sanırım umut da veriyorum. 

“Sosyal medya ve dijital dünya artık sanal değil gerçek.”

Başarınıza katkı sağlayan bir numaralı yaşam rutini nedir?

Disiplin ve sorumluluk bilinci sanırım. Ben çok programlıyımdır. Yani 15 gün sonra hangi saatte ne yapacağım bellidir. Bu oğlum için de geçerlidir. Her şeye ayıracak zamanı bu sayede buluyoruz. Bana tek başına hem çocuk büyüttün hem kitap yazdın hem projeler yönetiyorsun hem de para kazanıyorsun nasıl oluyor diyorlar. Ben zamanı verimli kullanıyorum. Oğlumun klasik lafıdır, “Annemin ne kadar çok işi de olsa bana zaman ayırır” der. Bu benim doğru bir çizgide olduğumun benim için tek kanıtıdır. 

Takip ettiğiniz markalaşmış isimler kimlerdir?

Evrim Kuran, Çağla Şikel, Acar Baltaş, Ahmet Ümit, Martin Lindström, Seth Godin, Richard Branson

Size cesaret ve ilham veren bir motto/quote var mıdır?

İlk çalışmaya başladığım firmanın kurucusu Leo Burnett’in iki sözü benim için önemlidir:

  1. “Ellerini yıldızlara uzat, yıldızlara dokunamasan da elinde bir avuç çamurla dönmeyeceğin kesin.”
  2. “ Kurumların büyüyen isimleri, yaratıcılıklarını kısıtlamamalı” 

İnsanların yoğun rekabet içerisinde olduğu 21. yüzyılda “kişisel marka” kavramının geleceği hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

Yıllar öncesinde beni çok etkileyen 2 öngörü vardı, bir tanesi Umberto Eco’nun 1990 yılında söylediği; “Bir internet-bilgisayar aristokrasisi ve bundan yoksunların oluşturduğu bir televizyon proleteryası ortaya çıkacak.” Ve Andy Warhol’un “ Herkes bir gün 15 dakikalığına ünlü olacak” sözü… Şu an tam da bu dönemin içerisindeyiz. Yaşadığımız dönem bireyin kendi seçtiği mecralarda var olma ve fark edilme savaşıdır. Markalardan çok fenomenleri izliyor, doktorlardan çok Facebook gruplarındaki yorumlara önem veriyoruz. Dönemin getirdiklerine hızla adapte olup, şartları lehine çevirenlerin hayatta kalacağı bu süreçte, ben de kişisel marka kavramının öneminin farkındayım. Bu daha uzun bir yol, alt yapısını da sağlamlaştıran, samimiyeti, güveni ve empatiyi barındıran kazanacak. Önce kendi SWOT’u ile başlamalı birey, sonrasında markasını oluşturmalı. Ünlü olmak değil konu, sürdürülebilir iletişim ve bağ kurabilmek. Bunu sağlayan bireylerin daha itibarlı anılacağını ve hayata iz bırakacağını düşünüyorum.

Önceki İçerikKişisel Marka Hikayeleri 9: Tony Robbins
Sonraki İçerikKişisel Markanızı Oluştururken Göz Atmanız Gereken 10 Araç